Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Züleyha Akkan Çetinkaya ve Kardiyolog Doç. Dr. Murat Turfan Ramazan boyunca dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı:
Mutlaka sahura kalkılmalı ve mümkün olduğunca hafif gıdalar tüketilmeli. Sahur için en uygun yemek kahvaltıdır. Haşlanmış bir yumurta, birkaç adet ceviz ve çiğ badem tüketmek, kişiyi hem zinde tutar hem de vitamin yönünden destekler.
Bu dönemde en önemli konu, yeterli sıvı alımıdır. Hem sıcak hava hem de oruç süresinin uzunluğu, iftardan sonra alınacak su miktarını daha da önemli hale getiriyor.
Normal bir yetişkinin günlük su ihtiyacı yaklaşık 2.5 litre civarındadır. Bu da 10-12 bardak suya denk geliyor. Bu miktarı iftar, sahur ve ara öğünlere yayarak mutlaka tüketmeliyiz. Suyun yanı sıra, ayran, komposto, ev yapımı meyve suları da sıvı ihtiyacının karşılanmasında iyi birer seçenektir. Maden suları, eğer tansiyon ya da böbrekle ilgili bir hastalığınız yoksa günde bir şişe tüketilebilir. Tuzlu, susatan veya çok şekerli içeceklerden uzak durulmalı. Az az ama sık beslenin Normalde uzmanlardan sık duyduğunuz bir cümle vardır:
Peki söylemesi kolay, yapması nispeten zor olan bu beslenme şeklini Ramazan ayında uygulayabilir miyiz? Evet, rahatlıkla uygulayabiliriz. İftara kremalı olmamak kaydıyla çorbayla başlamak idealdir. Sonrasında zeytinyağlı sebze, kızartılmamış et yemekleriyle salata tercih edebilirsiniz. İftarda, kokusu bile bizi cezbetmeye yeten pideyi yiyeceksek, miktarını abartmayalım.
Pilav ve makarnaya Ramazan sofralarında yer vermeyelim; ama pilavsız yapamayanlar, pide yemeyip, karbonhidrat hakkını pilavdan yana kullanabilir.
‘Tatlısız hayat olmaz’ diyenlerdenseniz, şerbetliler yerine sütlü olanları tercih edin. İftardan bir saat sonra, ara öğün yerine bir porsiyon tüketilebilir. Bu arada tatlı yerine bir porsiyon meyve tercih etmek daha sağlıklı bir seçim olacaktır.
Kabızlığı önlemek için yine sıvı tüketimi çok önemlidir. Önerilen diğer bir içecek de kefirdir. İçerdiği probiyotiklerle hem sindirim sisteminizi hem de sıvı ihtiyacınızı karşılamaya destek olur. Salataların üzerine serpiştirilen haşlanmış baklagiller, lif oranını artırarak kabızlıktan korur.
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Turfan, Ramazan’da kalp hastalarının nelere dikkat etmesi gerektiği hakkında bilgi verdi.
Oruç, sağlıklı ve durumu stabil olan kalp hastalarında olumsuz etkilere sahip değildir. Hatta bazı açılardan faydalı bile olabilir. Düşük gıda alımı, sigaradan uzak durmak ve genel olarak kutsal bir ay olmasından dolayı stresin azaldığı bir atmosferde yaşamak kalp açısından faydalıdır. Oruç tutarken karşılaşılan en sık problem, diyet içeriği ve miktarının değişmesidir. Kalp hastaları için kesinlikle yasak olan gıda çeşidi çok azdır. Ancak yüksek oranda doymuş yağ içeren ve basit şekerlerden zengin gıdaları her zaman olduğu gibi kısıtlamak gerekir. İftarla sahur arasında bol sıvı tüketilmeli ve günlük yürüyüşler aksatılmamalı.
Bu hastaların oruç tutması sakıncalıdır!
Tekrarlayan göğüs ağrısı olan hastalar
Günlük işlerini yapamayacak derece ileri kalp yetmezliği olanlar
Sık idrar söktürücü ilaç kullananlar
Kontrolsüz hipertansiyonu olanlar ya da kontrol edilmesi için fazla miktarda, sık aralıklarla ilaç kullananlar
Son 1.5 ay içinde kalp krizi geçiren ya da kalp ameliyatı olanlar
Aort kapakta ileri derecede darlığı bulunanlar
Kan sulandırıcı ilaç kullananlar
Ciddi ritim problemi olan ve bunun için ilaç alması gerekenler oruç tutmamalı.
Bu grubun haricinde kalan hastalar, tedavisinin gözden geçirilmesi ve gereğinde değiştirilmesi amacıyla doktorlarıyla görüşerek oruç tutabilir. Gerekli görülmesi halinde doktorunuz günde tek sefer kullanılabilen uzun etkili ilaçlara başlayabilir, ilaç saatlerinizi iftar ve sahura göre ayarlayabilir.
Ancak unutulmamalıdır ki, tedavi kişiseldir ve tıbbi durumunuza göre doktorunuz sağlığınızı riske atmamak adına oruç tutmanıza izin vermeyebilir.