Acıbadem Taksim Hastanesi, İnönü Mahallesi, Nizamiye Cd. No:1-9, Şişli/İstanbul

Kadınlarda Kalp Hastalıkları

Kalp hastalıkları genellikle erkek hastalığı olarak düşünülse de , kadınlar da en az erkekler kadar kalp hastalıkları ve sonuçlarından etkilenmektedir. Kalp hastalıklarının semptom ve şikayetleri kadınlarda erkeklerden farklı olarak karşımıza çıkabilir. Erkeklerde en sık karşılaşılan semptom göğüste ağrı, baskı veya huzursuzluktur. Ancak bu semptomlar kadınlarda herzaman ciddi veya ön planda değildir. Hatta kadınlarda bazen göğüs ağrısı olmadan da bazı şikayetlerle kalp hastalıkları ortaya çıkabilir. Bu şikayetler; boyun, çene,omuz,sırt ve karın ağrısı- nefes darlığı- sağ kol ağrısı-bulantı vekusma-terleme-bitkinlik-çarpıntı gibi sıralanabilir. Şikayetler tipik olmadığı için bazen kadınların kalp krizi geçirdikleri bile daha sonra anlaşılabilir. Göğüs ağrısı ise daha çok baskı veya sıkışma şeklinde olabilir. Erkeklere göre kadınların şikayetleri daha sık olarak dinlenme, uyku veya yoğun stress sonrası ortaya çıkabilir. Kalp hastalıkları için yüksek kolesterol, yüksek kanbasıncı ve obezite gibi bilinen risk faktörleri erkek ve kadınları da eşit olarak etkilerken, kadınlarda bazı risk faktörleri daha ön plana çıkar. Bu risk faktörlerinden bazıları kadınlarda daha çok görülürken bazılarının olması ise erkeklere göre kadınları kalp hastalıklarına yakalanma açısından daha çok etkiler. Bu risk faktörleri; Şeker hastalığı, metabolik sendrom (bel çevresi genişliği, yüksek kan basıncı, yüksek şeker ve yüksek trigliserid), depresyon ve stres, sigara, fiziksel aktivite azlığı, menopoz sonrası azalan östrojen hormonu.

Bazı basit ,uygulanabilir hayat tarzı değişiklikleri ile kalp hastalığına yakalanma riskini en aza indirgenebilir.

Bunlar;

  1. Sigaranın bırakılması veya içilmemesi
  2. Haftanın en az 5 günü 30-60 dakikalık egzersiz(tempolu yürüyüş, yüzme)
  3. Kilo almama
  4. Tuz, kolesterol ve doymuş yağdan fakir diyetle beslenme gibi basit hayat tarzı değişiklikleri ile önemli oranda risk faktörleri azaltılabilir.

Hayat tarzı değişikliklerinin yanında özellikle şeker hastalığı ve yüksek tansiyonla beraber kolesterolü yüksek olan kadınlarda erkekler gibi, şeker, tansiyon ve kolesterol düşürücü ilaçlarla ileride kalp hastalığına yakalanma ihtimallerini en aza düşürebilirler. Genellikle kadınların menopozdan sonra kalp hastalıklarına yakalanma oranları fazla görünse de , risk faktörleri olan her yaşta kadın kalp hastalıkları açısından rutin kontrollerini ve testlerini yaptırmada hassas olmalıdırlar. Özellikle risk faktörlerinin durumlarına göre 10 yıllık kalp ve damar hastalıklarına yakalanma ihtimalleri orta ve yüksek olan kadınlar belli periyotlarla taramalardan geçmeleri gerekmektedir. Bu testler; risk grubu ve semptom durumuna göre değişiklik gösterse de, elektrokardiyogram (anlık ritim bozuklukları, geçirmiş olduğu kalp krizleri, önemli genetik geçişli ritim anomalileri gibi hastalıkları gösteren çok basit birkaç dakikada uygulanabilen, kalbin elektriksel aktivitesini gösteren test); ekokardiyografi ( kalbin anatomisini, duvarlarını kapaklarını, kapak darlıkları ve yetersizliklerini , geçirmiş olduğu krizleri, kalp büyümesini, kalp pompa ve gevşeme bozukluklarını, akciğer basıncını gösteren 10-30 dakika süresinde yapılabilen kalbin ultrasonografik görüntülenmesi); efor testi (kalp damarlarında var olan önemli darlıkları, kalp ritim bozuklukları, kan basıncı değişikliklerini, performansı gösteren 7-15 dakika süresince yürüme bandı üstünde hemşire denetiminde yapılabilen test); miyokard perfüzyon sintigrafisi (kalp damarlarındaki daralmaların hücresel düzeyde incelenebildiği radyoaktif maddelerle yapılabilen efor testi veya ilaçla yapılabilen duyarlılığı çok yüksek olan nükleer tıp bölümlerinde yapılabilen bir test), dobutamin stres ekokardiyografi ( Kalp damarlarındaki daralmaları,kapak darlık ve yetersizliklerinin önemini gösteren ileri düzeyde hassas kalbi ilaçlarla hızlandırarak ekokardiyografi eşliğinde yapılan 40-60 dakika süren test) gibi spektrumunda değişen kardiyologlar tarafından yapılan koroner arter hastalığı olma olasılığını ortaya koyan testlerdir. Bu testlerle koroner arter hastalığı semptomları olduğu düşünülürse hastalara bilekten veya kasıktan koroner anjiyografi işlemi yapılıp, kalp damarlarının görüntülemeleri yapılabilir. Bu düzeylere varmadan kadınların özellikle yukarıda bahsedilen değiştirilebilir risk faktörlerine göre hayat tarzlarını değiştirmeleri ve gerekirse uygun önleyici ilaçları kullanmaları çok daha önem arz etmektedir.

Doç. Dr. Mehmet Akif VATANKULU