HeartMath Science Instutue (HeartMath Bilim Enstitüsü) kalbimiz ve beynimiz arasındaki ilişki ile ilgili araştırma yapmış.
Kalbimizin beynimize gönderdiği sinyaller, beynimizin kalbimize gönderdiği sinyallerden daha fazla. Sadece kalp beyin tarafından gönderilen sinyallere tepki vermiyor, beyin de kalp tarafından gönderilen sinyallere tepki gösteriyor. Fiziksel aktivite, yüksek tempolu yürüyüş, koşu, egzersiz, solunum şekli, heyecan, korku gibi kalp atışına etken olan bütün kavramlar arasında, kalbin en büyük tepkileri 'duygular' anında meydana geliyor. Böylece duygusal değişkenlik hallerimiz, kalbin tepkisini en çok arttıran şeyler arasında.
Kalp ritmi en düzgün insanların; sakin, mutlu, endişesiz, ruhsal acısız, kısacası duygusal anlamda denge sahibi insanlarda olduğu gözlemlenmiş.
Ayrıca kalbin kan dolaşımını sağlaması dışında ilginç ve yeni yönleri gözlemlenmiş. Buna göre kalbin tıpkı beyin gibi kendine has çok kompleks bir sinir sistemi var.
40.000'den fazla olan bu nöronlar, kalbin kendisine ait 'küçük bir beyin' olarak tanımlanıyor. Kalbin çeşitli hormonal durumları, nöro taşıyıcılar tarafından beyne iletiliyor ve beyin sistemini etkiliyor.
Örnek olarak sevgi hormonunun da çıkış yeri kalp.
Makaleye göre, tarih boyunca insanların kalbe yükledikleri anlamın aksine modern bilim şu ana kadar kalbi, beynin ürettiği duygulara tepki veren bir organ olarak tanımlıyordu. Yeni buluntular araştırmalara farklı bir yön verdi ve kalbin bildiklerimizden çok daha fazla fonksiyona sahip oldugu yönünde yeni çalışmalar başlatıldı. Bu hususta da beynin kalp ile bağlantısını sağlayan karmaşık ağ önemli bir nitelik taşıyor.